1 Mart 2014 Cumartesi

Güzel bir yazı...



Ne kadar çabuk eskimeye başladı her şey..
Arabalar; daha bir yıl olmadan eskiyor, insanlar birbirlerine yenisini gösteriyorlar. 
Oysa dayımın otomobili 1951 Ford çocukluğum boyunca hep yeniydi..


Cep telefonları, televizyonlar çabuk eskiyorlar..

Evler çabuk eskiyor, semtler çabuk eskiyor, kaldırımlar çabuk eskiyor..
Kaç sene giymiştim o ceketi..
Her tersyüz edildiğinde cebi yer değiştirirdi.
Bizim dönekler gibi soldan sağa, sonra sağdan sola, tekrar soldan sağa geçerdi..
Ama şimdi eve getirip de giymekte elinizi çabuk tutmazsanız, modası çabuk geçiveriyor giysilerin, “eski” oluyorlar..
Ayakkabıların derisinden önce kendisi eskiyor..

Sözler eskiyor..
Papağan gibi herkesin diline düşen yeni sözler çabuk bayatlaşıyor..
Bir-iki yerde çabuk söylediniz söylediniz..
Yok eğer geç kaldıysanız söylediğinizde “Bu bayat..” anlamında tuhaf tuhaf bakıyorlar yüzünüze..

Yüzler çabuk eskiyor..
Birkaç sene önce herkesin merak ve hayranlıkla izlediği yüzler kaybolup gittiler..
Cem Yılmaz'a artık kimse gülmüyor..
Recep İvedik bayatladı..

Şarkılar çabuk eskiyorlar..
“Gezdiğim dikenli aşk yollarında, elimden bir kırık saz geldi geçti”yi tam kırk yıl söyleyip durmuştu eniştem.
Tarkan'ın “Dudu dudu” şarkısını söyleyen yok..
Şarkısı da eskidi..
Tarkan da..

Dostluklar..
Arkadaşlıklar..
Tüketim toplumunda, para karşılığı olmadan, kredi kartı ile her şeyi alıp tüketmek gibi, duygu karşılığı olmayan aşklar da çabuk eskiyor..
İsimler koymuşlar; “Yaz aşkları” misal..
Bir aylık aşklar, bir haftalık aşklar, hatta bir günlük aşklar..
Ve o aşkların üzerine kurulan evlilikler eskiyor, ceketler, ayakkabılar, arabalar, telefonlar, televizyonlar, mutfak robotları gibi..
Benim ise canım sıkılır bu eskimelere..
Biliyorum..
Eskidi kafam..

- Bekir Çoşkun -

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...